Belirtilerinin genellikle erken çocukluk dönemi şeklinde nitelendirilen dönemde yani ; ilk üç yıllık dönemde belirti vermeye başladığı temel olarak bireyin sosyal etkileşim becerilerinin gelişimindeki belli farklılık ile tanımlanan nöro-gelişimsel bir farklılıktır olarak tanımlanabilir otizm spektrum bozukluğu. Otizme, beynin olağan görevini etkileyen bazı sinir sistemi problemlerinin neden olduğu düşünülse de ortaya çıkış nedenleri arasında kanıtlanan bilimsel bir done yoktur.Genel tam kanı, genetik yatkınlığın önemli olduğu ve çocuğun sosyal çevresinin otizmin ortaya çıkışında bir etkisinin olmadığı yönündedir. Fakat sebep olan genlerin açtığı ve çevresel faktörlerin rolü hala kanıtlanmamıştır. Otizm spektrum bozukluğuna her ülkede, toplumda ve aile yapısında karşılaşabiliriz.
Günümüzde yapılan çalışmalar, otizmin toplumda görülme oranının, geçmişte yapılan verilerden elde edilen organlardan daha fazla olduğunu göstermektedir En son yapılan istatistiksel çalışmalarda bu yüzde 1,7, yani yaklaşık her 59 çocukta 1 olarak ortaya çıkmaktadır Erkek çocuklarında kız çocuklarına göre 4 kat daha fazla görülmektedir
Hayatin ilk günlerinden itibaren bebek çevreyle belirli olarak etkileşime girer ve ilerleyen zamanlar da bu etkileşim gelişir ve değişir. Bebek çevresindekilerin yüzüne ve sesine tepki vermeye, ilgi göstermeye ve ailesindekileri tanımaya başlar. Yüz ifadeleriyle keyif ya da acı gibi duygularını gösterebilir. 1 yaş civarı hecelemekten anne-baba gibi basit kelimeler söylemeye başlar, istediği nesneyi parmağıyla gösterebilir ya da parmakla gösterilen nesneye bakabilir. 2 yaş civarı az sayıda sözcükten oluşan basit cümleler söylemeye başlayabilir, etrafındakilere oyunlar oynayabilir, çevresindekileri kişileri taklit eder. Bu gelişimler her çocukta ayni zamanda ve olmamaktadır. ebeveynler bu gelişim dönemlerinde bazı “normal olmayan” gecikmeler görebilir.
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNA İŞARET EDEBİLECEK SPESİFİK BELİRTİLER
- Çevredekilerle göz teması kurmamak veya nadiren kurmak.
- Adına tepki vermemek ve işitmiyor gibi durmak.
- Yaşıtlarıyla veya oyuncaklarla oynanan oyunlara kayıtsız kalmak veya nasıl oynanacağını bilmemek.
- Konuşma ve dil gelişimde gecikmeler ve gerilik, duyguları ifade etmekte sorunlar yaşamak.
- Elleri kanat çırpar gibi çırpmak, sallanmak şeklinde tekrarlayan olağandışı fiziksel hareketler yapmak.
- İçinde bulunduğu durumu fark etmeksizin belli kelimeleri ya da sesleri sürekli tekrarlamak.
- Gözleri belli noktaya takılı kalmak, yüzlerin ve cisimlerin genelde odaklanmayan noktalarına uzun süre odaklanmak.
- Eşyaları ve cisimleri sürekli döndürmek ya da sıraya koymak gibi yineleyici davranışlar yapmak.
- Günlük hayatta yeniliklere aşırı tepkiler verebilmek ve günlük rutinin bozulmasına aşırı direnç göstermek.
- Ses, koku, dokunma gibi belirli duyusal uyaranlara aşırı tepki vermek ya da hiç vermemek.
Çocuğunuzda bu tip gelişim gecikmeleri ve belirtiler gözlemliyorsanız, vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmanız gerekmektedir. Her gelişim gecikmesi ya da her “normal olmayan” davranış otizme ya da başka bir gelişim bozukluğuna işaret etmek zorunda değildir. Bununla birlikte gelişimde gözlemlenen belirtiler, otizm dışında başka nörolojik, fizyolojik, zihinsel veya çevresel faktörlere de bağlı olabilir. Ancak, yukarıda bahsedilen alanlardaki belirtilerin çocuğunuzun zihinsel ve bedensel gelişimini ve sosyal iletişimini etkilediğini düşünüyorsanız, bir çocuk sağlığı uzmanına başvurmanız oldukça önemlidir.
Ailelere Öneriler;
- Çocuğun otizm tanısı almasından sonra ki süreçte bir uzmana ( psikolog ve özel eğitim uzmanı) başvurmak gerekir
- Çocuğun gelişimi değerlendirilmeli bireysel eğitime başlanmalıdır.
- Aileler kendilerini suçlama,durumu reddetme gibi olumsuz durumlardan uzaklaşmalıdır.
- Çocuğun okula ve eğitim merkezine uyumunu sağlamak için ilk etapta çocuğun sevdiği oyuncağı yanına alınmalı eğitimde pekistireç olarak kullanılmalıdır.
- Eğitimci ile çocuğun yaşadığı olaylar bütünüyle paylaşılmalıdır.
- Çocuğun olumsuz davranışları görmezden gelinip olumlu davranışları pekiştirilmelidir.
- Çocuğa basil ve kısa yönergeler verilmeli soyut kavramlar kullanılmamalıdır.
- Televizyon, tablet ve telefondan çocuk uzak tutulmalı ,ekrana maruz kalmamalıdır.
- Öğretmenin eğitim merkezinde çalıştığı basit selamlaşma ve vedalaşma çalışmaları çalışılan merkezde kalmamalı aileler evde ve günlük yaşamda tekrar etmeli çocuğun genellemesi sağlanmalıdır.
- Çocuğun günlük hayattaki rutini çok değiştirilmeli ev ortamı sade olmalıdır.